FOTOĞRAFLAR:HABERBG.NET |
Mustafa Kemal Atatürk hakkında Türkiye Cumhuriyetini kurduğu ve ilk Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olduğu,başkomutan,reformcu ve barışı savunan devlet adamı,halklar arasında anlayış ve işbirliğini geliştirdiği,Türk basınında ve birçok eserde yazılmıştır.
Onun hakkında dünyada önde gelen siyasetçiler de güzel sözler sarf ediyorlar.Atatürk'ün mesajları evrensel bir öneme sahiptir.Avrupa hümanizmini muhakeme etmiştir.Fikirleri, Güneydoğu Avrupa ülkelerinin Avrupa entegrasyonu için bir ön koşulu temsil ediyor.Bulgaristan'da bu devlet adamın, siyasetçi ve reformcu kimliği üzerine duracağım.Ülkemize karşı dostça yaklaşımı, Bulgar halkı ile Türk halkı arasında dostane ilişkiler kurma arzusu taşıdığını makalemde dile getireceğim.
27 Ekim 1913'ten Şubat 1915'e kadar Mustafa Kemal,Bulgaristan'da Askeri Ataşe olarak görev yaptığı dönemdir.Onun buradaki görevi geniş bir coğrafyayı kapsamaktadır:Sırbistan,Karadağ ve Romanya bu ülkeler arasındadır.Balkanların tüm sosyo-ekonomik ve politik yaşamını tanımak için harika bir fırsattı.Sofya'ya gönderilmesinin nedenleri Osmanlı İmparatorluğunun onun siyasi hayattan bir çeşit uzaklaştırmadır.Gönderilmesinin temel nedenlerinden biri de Atatürk'ün İttihat ve Terakki Partisi'nin üç lideri ile olan soğuk ilişkileridir.İttihat ve Terakki Partisi'nin üç lideri Enver,Talat ve Cemal Paşaların amacı bu genç ve iddialı askerin mümkün olduğunca İstanbul'dan uzak tutmaktır.
Atatürk Sofya Garı'na soğuk ve kasvetli bir günde geldi
Ancak, Sofya'daki yaşamı, Mustafa Kemal'in askeri ve politikacı olarak gelişmesinde yeni bir ivme kazandırmıştır.Onun Avrupalı bir toplumda ilk yaşam sürecidir.Fransa'da biraz kaldığı doğrudur,ancak orada zamanını daha çok askeri faaliyetlerde geçirmiştir.Sofya'da daha yeni Avrupalı başkent olmuş bu kentin sofistik yaşamıyla karşılaşmıştır.
Sofya'nın o zamanlarda orta ölçekli bir şehir olmasına rağmen,1913'te Avrupa kültürünün esintisi ile yaşam tarzı ve uygar ilişkiler pekişmiştir.Bu etki Mustafa Kemal tarafından fark edilmiştir.
Mustafa Kemal,Sofya Garı'na soğuk ve kasvetli fakat açık bir Ekim günü gelmiştir.Rüzgâr doğudan esiyor ama batıdan geldiğini düşünüyor.Çok soğuktu, ama yüzü parlak görünüyordu.Sokaklar ıssızdı,seyrek de olsa gözle görülür birkaç boş fayton ve onlara binmiş ve üşüyen faytoncular vardı.
Soğuktan herkes evlerine girmişti.Yavaş ve düşünceli yürüyordu,belli ki acelesi yoktu.Bir ara başını kaldırdı ve ne Vitoşa caddesinde boş arazide yükselmiş binalara baktı.Bakışı tüm Vitoşa'yı sardı ve daha sonra faytoncu çağırarak o dönem Sofya'nın en elit oteli olan ve 1881'de mimar Antonin Kolar tarafından yapılan Grand otel ''Bulgaria''ya yerleşti.
🔺Otel hayatı genç subayı için sıkıcı olmaya başlar.Müstakil bir evde yaşama arzusu taşır |
Madam Corrinne'ye gönderdiği mektup
Mustafa Kemal arkadaş edinince ve çevresi genişleyince ''Splendid Palace'' oteline taşındı.Madam Corrinne'ye gönderdiği mektubunda Atatürk şöyle yazar:
''Şimdi ''Splendid Palace'' oteline yerleştim.Yakın zamanda inşaa edilmiş ve çok komforlu;banyo ve hizmetçiler var.Burada kumarhane de var.Burası tam yaşamak için''.
Madam Corrinne İtalyan asıllı olup,Birinci Dünya Savaşında hayatını kaybeden Ömer Lütfi Beyin dul kalan eşidir.Kemal ile olan ilişkisi dostluğun ötesine geçer.''Splendid Palace'' otelin sahibi Avusturyalı Kenda'dır,dansözler ise Macaristan'dan.Zemin katında da Bulgar Panayot Karagözov'un Casinosu vardı.Mustafa Kemal bu mekanı sık ziyaret eder ve Karagözov ile iyi arkadaşlık kurmuşki,görev bitimine kadar iyi anılar kalmıştır.
Müstakil bir evde yaşama arzusu taşır
Otel hayatı genç subayı için sıkıcı olmaya başlar.Müstakil bir evde yaşama arzusu taşır.Yakın arkadaşı Zümrezade Şakir Bey ile beraber ''Tsar Osvoboditel'' caddesinde iki katlı ve geniş bahçeli bir ev kiraladılar.Ev çok rahat olup meclise ve saraya yakındı.Bu güzel ev 1903 yılında avukat ve diplomat olan Dr.Haralampi Sırmaciev için yapılmış.1908'de Dr.Haralampi vefat etmiş ve Elena eşini dul bırakmıştır.Kısa süre sonra tek kızı da vefat etmiştir.1914'de eşi Elena erkek evlatlarını alıp bu güzel evi terkeder.Daha sonra da bu ev Türk hükümeti tarafından kiralanıyor.1916'da ise Türk devleti satın alıp resmi konutu olur.
Mustafa Kemal'in bugün bile odasındaki mobilyaları ,işlemeli ahşap masa ve zengin kütüphanesi mevcut.İkinci katına giden ahşaptan yapılmış büyük merdiven var;salondaki mobilyaların stili ise ''15.Ludwig'''dir.Bu mobilya orijinaliyle bugüne korunmuştur.Çok değerli eşya ve mobilyalar var.
Küçük bahçeden evin içine Vitraylı bir antreden giriliyor.Sonrasında Fransız şömineli lüks ve zengin bir fuaye var.Kemal Atatürk'ün büstünün bulunduğu lobiden, yemek odasına ve büyük resepsiyon salonuna gidiyor.Her iki tarafta da büyük yemek odasına bağlı iki küçük ayrılmış salon vardır.Bunun devamında Krakra Caddesi'ne bakan bir kış bahçesine açılmaktadır.Antre salonunun bir başka kapısı Atatürk Müzesine dönüşen bir kabineye yöneliyor.
Prof.Mümün Tahir
* HABERBG.NET'in onayı alındıktan sonra yazı materyalinin yayınlanmasına kaynak gösterme şartıyla izin verilir.